Bi gün bi yerde bu sağnağın olacağını bekliyordum...
Perşembeden beri işimle ilgili kafamda deli sorular, yapmalı yapmamalı, yaparsam ne olurlar...
İş yerindeki ortam, konuşulup konuşulup sonucun değişmediği aynı sarmalın içinde döndüğümüz durum...
Haksızlığa en çok maruz kalanların tepkileri, ön yargıları kendilerini dolduruşları ve hatta başkalarına haksızlık etmeleri...
Tamam duruldu her şey derken, biri taşınca öteki iner ya, inen taştı bu sefer. Sonra ben...
Yoruldum gerçekten çok yoruldum...
Yok istifa edicem dedim
Ve kapattım telefonu
O saatten beri de kapalı telefonum
Keşke benim de bi açma kapama düğmem olsa da kapatıp yeniden açsam
Yeniden başlasam
Ben bir başla ağlamaya
Ama içinde ne yoktu ki...
En çok da O
Yoldaydım
Evde olsam kimse umrum olmadan saatlerce ağlardım o halde
Susturdum kendimi çünkü arabadaydım ama yine de çok ağladım
Ki hala daha ağlamaklıyım
Ben sana beni aramama merak etme mi dedim, sadece elimi tutmanı istiyodum diyo iç sesim ona.
Ve hala onu nasıl bu kadar düşünüp hissedebildiğini anlamaya çalışıyor bi yandan.
Tahmini seyahatten dönüş zamanı, daha önceki ilk defa gittiği yerlerden bir şeyler getirmesi.
Anlarda aklıma gelip, acaba aklından mı geçiyorum dedirten anlar.
Bu bünye hem onun yokluğunu hem de bu işteki durumları kaldırmaya çalışıyor.
Bi de üstüne dolunay bi de adet dönemi
Kapatın düğmemi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Özgür bırak ruhunu