27 Temmuz 2015 Pazartesi

Aşk Sihiri

Hani geçenlerde önce bi şarkı dinledim, arkasından yazdım, ertesi sabah bir bağlantı koparma seansı yaptım ruhumda. Eskileri temizleyip koparıp yeni bağlar kurmayı diledim.

Falan falan falan...

Geçen hafta öyle bi e-kitap okuma sevdasına kapıldım, ararken tararken D&R'da ucuzundan bi şey alıyım aşk romanı olsun falan derken. Her zamankinden daha da uygun fiyata bu kitabı buldum.


Kitap benim beklediğim türden bir aşk romanı değildi ama içeriği ve Jung'sal, ruhsal yaklaşımlarıyla benim okumam için karşıma çıkarıldığına karar verdim.

Durum aynı aşkı arayan bir kadın, onun için bir takım tılsımlar yapan...

Hep kendine yeten, sevdiği erkekle bile yeterince kadın olamayan erkek gibi korumacı kollamacı idareci, ilişkide rolünü bulamayan ve hep bi iç huzursuzluğunda olan.

Çözüm ne?

Öncelikle kendi ruhunu affetmek onu sevmek kendine aşık olmak. Kadın olmak, kadın hissetmek.

Kitapta sık sık bahsedilen ritüellerden bir tanesi de benim farkında olmadan yaptığım tüm bağlantıları kopartmak yeniye niyet etmek ve bu koparma işini yine farkında olmadan ay küçülürken yapmış olmak.

Yani ben de kendi sihrimi yapmışım farkında olmadan...

Belki de ondan, ondan sonraki ilk görüşmemizde taptaze, ön yargısız, endişesiz mutluydum...

Kitabın sonunda aşkla ilgili yağlar, otlar vardı. Daha sonra lazım olduğunda kullanmak ve elimin altında olması buraya eklemeye karar verdim.

Aslında bir kez daha anladım ki, yaşam bize aradığımız bütün soruların cevaplarını sürekli veriyor. Ama biz sorduğumuz soruların cevabının kırmızı bir zarf içinde üzerinde "senin cevabın bu" yazmasını bekliyoruz.

Üzerinde bir şey yazmayan sıradan zarflara dönüp bakmıyoruz bile, kaldı ki zarfta bile gelmiyor çoğu zaman açık apaçık gözüne sokuluyor, burnunun dibine giriyor da biz sırtımızı dönüp gidiyoruz.

Hayatla daha fazla ilişkide olmak onu anlamaya çalışmak lazım.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Özgür bırak ruhunu