Unutma
Artık o seni sevdiğini, seni önemsediğin düşündüğün kişi yok.
En iyi arkadaşın olduğunu düşündüğün, başın sıkıştığında yanında olacağına inandığın yok.
Gelecek hayallerinde hep yanında o olacakmış gibi hissetmeye devam ettiğin, bir mucize olup da ben de özledim seni diyeceğini beklediğin ruh yok.
Sadece sorularına nezaketen cevap veren ama senin ne yaptığını zerrece merak etmeyen biri var.
Günleri, ayları saymanın da bir anlamı yok. Hepsi sadece anlamsız birer sayı.
O her kısa yazışmadan sonra sakinleyip bu duygu durumuna gelip takvimler bir ayı doldurunca o içindeki havuz da yeni bir özlemle dolup taşıyor ve akmak istiyorsun.
Akınca da böyle bomboş hissediyorsun.
Geçmişe dönüp anlamaya çalışıyorsun bugünü, 18 yılı artı bakiye hiç değilse başa baş vermesine çabalıyorsun...
Ama olmuyor...
Eksi bakiyedeki hesabı da kapatamıyorsun.
Mantığın bitirdi de ruhun asılıyor hala.
Sakın doğum gününde bir şey yapmaya, aramaya, mesaj atmaya kalkma.
Emin ol günün sonunda kendini olduğundan daha kötü hissedersin.
Geçmiş muhasebelerine bugün baktığımda haklıydın. Ne kadar inkar etse de flörtleşiyordu senle ama aranızda bir şey olması için değil beğenilmenin istenmenin dayanılmaz hafifliğiyle. Nasıl olsa talepkar da değildin fazlası için, gül gibi gidiyordu her şey.
Ama gün geldi.
Talepkar oldun.
Film orda koptu.
Artık yok.
Beğenilmenin dayanılmaz hafifliği için gerek yoktu bu kadar sıkıntıya.
Bitti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Özgür bırak ruhunu