İdrak ettiklerim, farkına vardıklarım hoşuma gitmese de bu sefer kaçmıyorum gerçeklerden...
Hatta daha fazlasını varabilmek için zorluyorum kendimi...
Dün akşamdan beri düğün zamanı geliyor aklıma, o zaman hissettiklerim sonra kendimi sen alınganlık yapıyorsunla sakinlemem. Ama gerçekti orda yaşanan o benimle değil diğer iki kankasıylaydı sürekli, ben di'ildim hayatındaki önceliği...
evet beni de yok saymıyordu, kolluyor çekiyordu arada bir ama olmak istediğim yakınlıkta değildim.
Yani bu koşullarda başlamış olsaydık, Hülya Koçyiğit filmlerinde kocasının yolunu gözleyen ancak parti insanı kocasının ortamlara sokmadığı Hülya Koçyiğit olacaktım.
Yani kabul edelim, hiç bir zaman benim hayal ettiğim gibi sevmedi beni 😢
Hayal perdesinin yırtılması çok da hoş olmuo hani 😣 can yakıyo üzülüyosun. Ve ister istemez soruyosun kendine bunca yıldır sağlam kalmayı nasıl başardı🤔
Diziyi seyrederken bakıyosun seven adamın kadına sarılışı, dokunuşuna -tmm, dizi bu gerçekte böyle olmayabilir- sen yıllardır aşk kırıntısının peşinde koşuyosun.
İtirafmış, konuşmakmış, yılların tortusunu dökmekmiş yok öyle bi'şey; kendimi güldüremem daha fazla...
Şu an yazarken neden bu aydınlanma, değişim diye dürttü iç ses...
Yeni bir şeylere hazırlıyor belki de ilahi düzen beni, temizliyor içimi...
Aslında hep istediğim gibi, kötü bi'şeyle karşılaşmadan parçalanmadan kendi kendine ama yavaş yavaş başlayıp hızla sökülen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Özgür bırak ruhunu