Bi diziye bu kadar baglanmak cok bana gore olmasa da, bu kez oldu...
Ani bitisi belki de bu kadar sarsti...
Bir bolum sonra final olacaginin aciklanmasi, oyuncularinin bile nerdeyse seyirciyle birlikte ogrenmesi...
Cok aci geldi bana...
Seyirci olarak kendimi buldugum, her bir cumlesini yasayarak hissettigim boylesi keyifli bir seyden mahrum kalmak, diger yandan o isten ekmek yiyen onlarca insanin bir hafta sonra artik bir isi olmamasi...
Gerci dizi sektorunde bu isler nasil yurur bilmiyorum ama insanlarin haftanin 6 gunu insan ustu surelerde calismasi cok da is guvencesi rahatligi olmadigini dusunduruyor...
Eski bolumlerini izlemeye basladim tekrar...
O kadar keyifli ki, daha once izlemis olsam da sonrasini bildigim icin soylenen cumleler yapilan hareketlerin o zamandan ne isaretler verdigini anlamak...
Senaryonun nasil ustaca oruldugunu, verilen emegin ne kadar ozel ve dolu oldugunu gosteriyor...
Diger yandan hayatima o kadar guzel sarkilar katti ki bu is...
Daha once tanimadigim sarkicilar, bilmedigim sarkilar...
Cem Belevi- Yagmur, Onur Ocakli- Dilesem Olur mu?
Son zamanlarda tek sarki tekrarinda surekli caliyor...
O kadar mutsuzum ki bu zamansiz ayriliktan, baska dizileri seyretmiyorum bile...
tekrar eden ici bos hikayeler anlamsizca ratingleri toplarken bu kadar guzel bir isin oyun disina atilmasini kabullenemiyorum...
Oyuncularinin olgunlukla paylasimlariyla veda etmeleri ayri huzunlendiriyor. Diger yandan belki de onlarin ihtiyaci vardi 32 haftadir dur durak demeden 160 dakkalik dizi cekmenin verdigi yorgunluga...
Oyle yani, bir dizi bittigi icin hayatimda hic bi dizi icin uzgun olmadigim kadar uzgunum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Özgür bırak ruhunu