15 Nisan 2021 Perşembe

Ölüm

 Görüşmediğin birini kaybetmek, yaptıklarını tasvip etmediğin, seni çok üzmüş biri...

Diğer yandan da çocukluğunu beraber geçirdiğin pek çok hatıranda yeri olan anne yarısıysa...

Aslında çok sevdiğin ve çok kıymet verdiğin, o senin yüzüne başka arkana başka konuşup kalbini çok ama çok kırınca haliyle görmek istemiyorsun, gitmiyorsun.

Son bir yıldır pandemi, öncesinde de belki de en az bir yıl. Nerden baksan 2-3 senedir görmüyordum. Belki de en son başka bir cenazede sanırım o zamanda mesafeliydik. Bana yaptığını bildiğimi biliyor ama yüz göz olmuyorduk.

Garip bir durum yani.

Ölümü hiç kimseye olduğu gibi ona da yakıştıramazdım. Hepimizden daha neşeli, kişisel networkü geniş coşkulu. O yoğun bakımdan çıkar oradaki maceralarını yıllarca anlatır diye umuyordum. Zira anlatmayı çok severdi. Kendi yaşadıklarını değil başkalarının yaşadıklarını da... 

Ki pandemi zamanında yoğun bakımda ne malzeme biriktirirdi. Ama onları da alıp gitti.

Cenazesinin başındaydık. Annem çok üzgün haliyle

Ama ona da tripliydi, telefonları açar açmaz bazen iyi konuşur bazen konuşmaz. Pandemi nedeniyle o da uzun zamandır görmemişti. Kandilde ararım diye beklerken o tarihte yoğun bakıma girdi. 

Keşke böyle olmasaydı dedim bende...

Çocukluğumda, önceki yıllarımda olduğu gibi yine yakın olsaydık, anne yarısı olsaydı. Karşılaştığımız yerlerde domuz topu olmasaydık birbirimize.

Belki de çocuklarının cenazedeki tavırları sevmezdiki sizi ne başındasınız diyeydi. Gerçi o hayattayken de çocuklarının anlamlandıramadığım tavırları vardı ya.

Hele büyüğün başka bir yakınımızın cenazesindeki başsağlığı dileyip öpmeye yeltenme hadsizliğimi eliyle engelleyip bu kadarı yeterli demesi...

Sonuçta hepimiz toprak olucaz.

Kim kime neden niye?

Ona mı üzüldüm, annemin üzülmesine mi üzüldüm dersen, kesinlikle anneme?

Bir hafta önce ölen kedimize daha çok ağladığım da yalan değil.