Her yazıya başlamadan önce bir günah çıkarma, aslında ne düşünüyodum da ne yaptım neden yazamadım açıklaması...
Hep savunma ihtiyacı hep yaptıklarımı açıklama ihtiyacından bunlar, güvenli görünsem de güvensizliğimden aslında...
Mükemmeliyetçi olma çabamdan, her gün her an yazmak zorunda di'lim ki...
Aslında derdim kendimden çok kendi içimdekiyle
Çok severiz ve anlarız birbirimizi ama anlıyorum ki, en acımasız da biziz birbirimize
Her seferinde açıklama ihtiyacı hissediyorum kendime...
Hiç bir şey açıklamak zorunda değilsin, unutma...
Ne kendine, ne içindeki o sese...
Bayramları yazmak istiyorum
Bayramlardaki içimdeki o anlamsızlığı
Arayıp birilerinin bayramını kutlamanın zül oluşunu, gelen misafirlerin -aslında hepsinin di'il- gelmesinden onlara hizmet etmekten hoşlanmayışım, ve birilerine gitmek
Ama bakıyorum da sevdiğim insanlara sürekli görüştüklerime karşı böyle hissetmiyorum.
Çocukluk anılarına döner insan,
Neden sevmiyorum bayramları???
Çocukken güzeldi bayramlar, el öperdin harçlık alırdın kuzenler bir araya gelir yapamadıklarını yapardın...
tek başına pastaneye gider, gece yarılarına kadar sokakta oynardın,
eğlenceliydi...
Büyüyünce harçlıklar kesildi, gerçi artık harçlığa ihtiyacım kalmadı -çok şükür- hatta vermek hoşuma gidiyor.
Her bayram sevimsiz bir rutinde baba tarafına gitmek, boncuk gibi koltuklara dizilip amca hala kuzen dede, birbirindene anlamsız konuşmalar laf sokmalar...
işler nasıl, zayıflamışsın, yorgun görünüyosun, niye evlenmiyosun, saçınımı kestirdin bla bla...
samimiyetsiz, mutsuz bayramlaşmalar
o basık, bunaltıcı, sevimsiz kokulu, havasız ev...
evet bunlar bayramı sevmemem için yeterli
ya sonrası
tabi sonrası da var
duygusal hiç bi bağ hissetmediğin biyolojik bağınla bayram gelmiş gelmemiş hiç bir zaman anlamadın...
ev ahalisiyle bayramlaşmak kaçınılan bir şey oldu, çünkü hep zorunluluktu sevimsizdi
ve sonra bir ramazan ayında patlayan fırtına o senenin bayram sabahı ve takip eden 5 sene yaşanan psikolojik savaş...
işte her şey bir çentik atıyor ruhuna, akıp gitmiyor içindekiler takılıp bu çapaklara kalıyor
ve sonunda sen haziranın 3.pazarını sevmediğin için mayıs'ın 2. pazarını da yuvarlayan
bayramların da tadına varamayan ruhu bocalamada boş bir çuval oluyorsun
bitse de şu 3 gün rutine dönsek artık diyorsun
tatile de gitmiyorsun
her yer kalabalık huzur arıyorum diyorsun, yollarda eziyet çekemem diyorsun
diğer yandan annen, bayramları bayram gibi yaşamanın arzusunda
sen de yine her zamanki gibi annem mutlu olsun yeter derdinde, evde kalmaya devam...
acaba diyorum
evlensem
eşimle mutlu bayram sabahları inşa edebilir miyiz?
bayramlarla barışıp yeniden cocuksu heyecanlara kapılabilir miyim??